8 Nisan 2014 Salı

Uzay gibi.

Mesafeler, olasılıklar ve olmayacak nadir durumlar…
İşte hepsi son günlerde zihnimi oldukça meşgul etmekte. Zor günlerde teselli cümleleriyle kendimi avutuyorum. Cümleye başlayıp sonunu nasıl getirmem gerektiğini bilmiyorum. Hepsi tuzak cümleler, beni kendime mağlup eden. Birine mağlup olmak bir yana, insanın kendime mağlup olması daha acı. Yolun yarısına gelmemiş yaşım, olgunlaşmamış acılarım ve yara izleri. Birinden emin olmadıkça yola çıkmayın şimdi bu bir başlangıç… ben ise bu başlangıçta dönüp duruyorum. başımı alıp gitmek geliyor, tekrar dönüyorum olduğum yerde bir şarkı mırıldanıyorum. hafife alma aşk vurur insana bu kadar kolay sanma ah delikanlım..
O adamın kendinden emin duruşu o kapı eşinden girdiği anda hissettirdi. Solgun yüzü, yorgun elleri, telaşlı bakışları, kapatmaya gücünün yetmediği yaraları söylemeden  benim için açık adres ortadaydı. yönsüz duygularım yerle bir oldu. O hüznün dibine vursa da, her gördüğümde daha da güçlü, başına buyruk duruyordu. Onun bu halini gördükçe güçlü durmayı öğrendim. Acıdan geçen hikâyesini dinlediğimde kendime yenildiğimi anladım. Evet, doğru insandı fakat o kadar da zamansız bir karşılaşmaydı bizimkisi. İşte yarımım, unutmak zor bu illegal karşılaşmayı. Sığamıyorum yerlere göklere, başım bela da. Ahmet Kayanın dediği gibi "oysa türkü tadında yaşamak isterdim, ölmek ne garip şey anne."  Belki de uzaktan uzağa dokunmadan, öpmeden, kokusunu almadan geçtiği için zaman acımasız, geçen günler ölüm. Ölüm bu kadar basit değil elbette sadece acı. Fiziksel bir acı değil bu, gitmenin korkusuyla ruhumda oluşup kapanmayacak boşluk. Uzay gibi.

Beklenen gelmez o yüzden vazgeçtim, sadece beklentisiz seviyorum

3 Nisan 2014 Perşembe

Yazabiliyorum sadece..

Allah kahretsin ki aklına geliyor bazen.Ortada hiç bir neden yokken özlüyorsun.Unutamamışsın işte,bu duygu karşısında umursamaz olamıyorsun.Anlıyorsun ki bu gecede sabah olmaz.Hayat aşktan ibaret.Desem ki sana "özlüyorum" diye,"sen bilirsin" demenden korkuyorum. Bir zamanlar "seni bir gün görmedim çok özledim." derdin.Ne fark var? Ne değişti? Duygular mı? Hani gerçekten seviyordun sen,yalan mıydı hepsi? Biz bir bütündük seninle,sen gittin ben yarım kaldım. Keşke hoşçakalmasaydın da,yanımda kalsaydın.Ben sana aitim. Sen beni ellerinle başkasına ait ettin. Hani hiç bırakmıyacaktın? O bana aşkla bakan gözlerini  fazla üzerime alınmışım herhalde.Veya sen güzel rol oynamışsın.Merak etmiyorsun hiç beni.Merak et sevgilim. Merak et.Hiç iyi değilim. Her günüm acıyla geçiyor.Yavaş yavaş kayboluyorum.Etrafımda o kadar insan varken çok yalnız hissediyorum kendimi.Tüm bunların sorumlusu sensin.Sen çok farklıydın.Bazı şeylerin zamanı var,başlarda anlamıyorsun kaybettiğini.Daha sonraları karşına boktan,sıradan insanlar çıkınca senin farklı olduğunu anlıyorum.Seni çok arıyorum.Yoldan geçen her erkekte senden birşeyler arıyorum.Nerede adın geçse,kulağım  oraya kesiliyor.Keşke çok sevdiğimde,çok benim olsan.Bakma bana hoşçakal dedim,o kelimenin iyice içine girip bak bir kim isterse sevdiğinin bir başkasıyla mutlu olmasını? Seninle kurduğum hayali bir başkasıyla yaşamak istemediğimden bu seni beklemelerim. Gel hadi,gel. Daha fazla acıtma canımı. "Gelmem,ben böyle mutluyum,sen git unut beni" diyorsun,küfret istersen? Kovsan ne yazar ki? Aşık olan vazgeçmezmiş. Birde bana git mi diyorsun? Ne sandın aşkı sen çocuk? Hiç gittiler mi senden? Off diyerek herneyse boşver diyebildin mi? Hayatında o kadar kişi varken,birine takılıp kaldın mı? Gitmekmiş.. Sen ne bilirsin gitmeyi çocuk? Oyun sandın herhalde. Sen beni ne sandın? Hadi geç git. Ya da sen kal.Sen bilmezsin. Bana bırak sadece izle. Gitmek nedir,özlemek nedir öğren. Sevmek sana fazla gelir çocuk.